Amerika’da Koronavirüse Yakalanmak
Öncelikle söylemek isterim ki, bende hiç de bazılarının dediği gibi sadece hafif bir grip gibi geçmedi. Her kişide farklı semptom görülse ya da hastalığın şiddeti herkeste farklı olsa bile, yine de çoğu uzman doktorun dediği gibi ciddiye alınması gereken bir durum olduğunu ben de bunu yaşayan biri olarak söyleyebilirim. İnsan hakikaten başına gelince anlıyor. Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınını hafife alıp umursamayarak önlem almadan yaşamak isteyenler, sanırım kendilerinin ya da yakınlarının bu virüse yakalanmaları halinde bu durumun ciddi olabilme riskini daha iyi anlıyor. Bu yazıda anlatacaklarım benim yaşadıklarım. Elbette bu hastalığı daha hafif ya da daha ağır geçirenler olabilir. Şahsen ben de dünyanın neresinde olunursa olsun, koronavirüs salgınıyla mücadele etmede en önemli noktanın, yeterli ve gerekli önlemlerin alınmasıyla birlikte, toplum olarak bilinçli bir şekilde hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Koronavirüse Yakalandığımı Nasıl Anladım?
Bir haftasonu o kadar yorgun, bitkin hissettim ki evde bile hiçbir şey yapacak, ayakta duracak halim yoktu. Sürekli uyumak istiyordum. Eşim de aynen benim gibi halsiz ve bitkindi. Hatta çocuğumuzun da normal uyuma süresinin uzamaya başladığını ve eskisi kadar hareketli aktif olmadığını fark ettik. Daha önceden, yaklaşık bir hafta önce maskelerimizi takarak da olsa aynı ortamda görüştüğümüz üç kişiden biri bize mesaj attı. Koronavirüs testinin pozitif çıktığını ve bizim de test yaptırmamızı söyledi. Biz de yaşadığımız uzun süren bitkinlik ve yorgunluk halini de düşünürek hemen test yaptırmaya gittik.
Amerika’daki Bir Doktorla Yaşadığım Sorunlar
Fazla sıra beklememek ve bir an önce test yaptırmak için gittiğim bir acil sağlık merkezinde rastladığım doktor beni oldukça şaşırttı. Önce burundan örnek alındıktan sonra hızlı sonuç veren bir rapid koronavirüs testi yapıldı. Doktor, beni muayene odasına alıp maskemin üzerine takmam için bir maske daha verip daha derdimi anlatmama bile doğru dürüst fırsat vermeden kapıyı kapatarak dışarı çıkıp beni yalnız bırakarak cep telefonumdan arayarak benimle konuşacağını söyledi. Telefonumdan arayarak koronavirüs test sonucum için yaklaşık on beş dakika boyunca yalnız bekleyeceğimi, bu sürenin sonunda eğer test sonucum pozitif çıkarsa hemen içeri girip çabuk muayene edip (muayene derken kolunu uzatarak sırt ve göğüs dinlemeye çalışması ve iğrenir gibi davranması, gayet profesyonellikten uzak bir tavırla eşime ve çocuğuma bakamayacağını, kendi hayatını, ailesinin hayatını ve o sağlık merkezindekilerin hayatını riske atamayacağını söyleyerek, lafı ağzıma tıkamak suretiyle) henüz şiddetli bir seviyede olmasa da nefes alma sorunlarının başladığını söylediğim eşime hemen acile gitmesi gerektiğini ve göğüs röntgeni çekilerek ciğerlerine baktırmasını ( bulunduğumuz merkezde de röntgen cihazı olsa dahi muhtemel koronavirüslü olan bir hastayı muayene ederek cihazı kirletemeyeceğini, bu şekilde etrafa koronavirüs yaymak istemediğini, çocuğumun da çocuk doktoruna telefonla danışmasını, başka yapılacak bir şey olmadığını, reçetesiz alınabilen ağrı kesici ve ateş düşürücülerle bir de eğer çok rahatsız olursam verdiği numune nefes açıcı spreyi kullanabileceğimi, dinlenmemi, 10 gün evde karantinada kalmam ve kimseyle yüz yüze görüşmeyerek evden çıkmamam gerektiğini söyleyerek adeta kovarmışçasına muamele ederek muayeneyi sonlandırdı. Daha sonra bulunduğumuz eyaletin Koronavirüs Hattı’ndan arandığımda başıma gelen bu olayı anlattığımda hiç de profesyonel davranmayan bu kişiyi gerekli mercilere şikayet etme hakkımın olduğu da bana ayrıca söylendi.
Haberlerden de takip ettiğim kadarıyla, Türkiye’deki doktorlar koronavirüsle mücadele için canla başla çalışırken buradaki bazı Amerikalı doktorların adeta Hipokrat Yemini’ini unutarak, hastalık risklerinden dolayı paranoyakça davranarak istediği hastaya bakıp istediği hastaya bakmama lüksüne sahip olması, astronomik muayene ücreti faturalarına rağmen, zaten genellikle çok kısa süren muayenelerinde hastaları daha dikkatle dinlemeyip doktordan çok gününü bitirip evine dönmek isteyen çalışan tavırlarıyla oldukça profesyonellik dışı görünüyor. Bu kadar korkuluyorsa, amaç sadece daha fazla para almaksa, Amerika’da doktorluktan başka yapılacak birçok para kazandıran meslek olduğunu bilmeleri lazım. Aslında bu tip açıkça sorunlu görünen karakterdeki kişilerin, doktorluktan başka bir meslek yapmaları daha doğru olacaktır. Bu konuda oldukça öfkeliyim. Çünkü sağlık gibi önemli bir konuda, özellikle koronavirüs salgının olduğu bu hassas dönemde, bir doktora muayene olduğunda, hasta olarak insan kendini güvende, emin ellerde olduğunu hissetmek ve en azından yeterli bir ilgi görmek istiyor. Çok şükür ki son bulduğumuz aile doktorumuz, bu doktordan çok daha iyi, profesyonel ve iyi bir dinleyici.
Koronavirüs Testimin Pozitif Olmasından Sonra Neler Yaşadım?
Bulunduğumuz şehrin koronavirüs takip hattından telefonla arandık. Geçtiğimiz iki hafta içinde kimlerle görüştüğümüzü öğrenip onlara da bu durumu bildirerek koronavirüsün en azından bizim tarafımızdan daha fazla yayılmadığından emin olmak ve böylece salgını takip ve izlemek istediklerini söylediler. Bu dönem, sadece üç kişiyle görüşmüştük. Bizden önce koronavirüs olan dışındaki iki kişiye ayrıca biz de mesajla haber vermiştik. Böylece en azından onlar da kendileri test yaptırıp daha sıkı önlem alsınlar ki bu salgının daha fazla kişiye yayılması riski azalsın. Neyse ki, diğer iki kişiyle mesajlaştığımızda onların testinin negatif çıktığını ve koronavirüs belirtileri göstermediğini öğrenmiş olduk. Böylece en azından bu süreç içinde hiç değilse bizden kimseye geçmediği anlaşıldı. Yine de önlem almaya devam etmek elbette gerekli. 10 günlük karantina süreci geçirmem söylendi. Ben her ihtimale karşı 14 gün boyunca kimseyle yüz yüze görüşmeyerek evde karantinada kaldım. Eşim ise daha fazla nefes alma güçlüğü yaşayarak ambulansla bize en yakın hastanenin aciline gitti. Yaklaşık bir hafta hastanede kalarak tedavi edildi. Kovid-19’a bağlı zatürre teşhisi konularak hastanede steroid (dexamethasone), Remdesivir ve kan sulandırıcı ile tedavi edildikten sonra ambulansa eve geldi. Hala uzun süre konuşamıyordu ve nefes alma güçlüğü için evde oksijen cihazıyla tedavisi bir hafta daha devam etti. Bu arada, bu sürecin daha öncesinde görüştüğümüz koronavirüsü epey ağır geçiren kişiyle telefonla konuştuğumuzda düşük oksijen seviyesi nedeniyle ve hastalığı epey ağır geçirmesi sebebiyle günlerce yoğun bakımda kaldığını, kan pıhtısı sorunu yaşadığını ve plazma tedavi geçirdiğini öğrendik. Koronavirüsün ne kadar ciddi sonuçlara yol açabileceğine dair birçok örnek olması aslında gerçekten endişe verici.
Bu virüse sahip olduğunu gizlemek yerine bilinçli davranarak gerekli önemleri alarak daha çok kişiye yayılmasını engellemek daha mantıklı görünüyor. Sonuçta şu an koronavirüs geçirmese de herkesin buna yakalanma ihtimali var. Halen sağlık sorunları olanlar, olağanüstü sağlıklı bir yaşam süren kişiler, gençler, yaşlılar, kronik rahatsızlığı olan ya da olmayan herkes riskleri farklı oranlarda olsa dahi bir şekilde buna yakalanabiliyor. Bu virüs bize başkasından geçmiş olsa da en azından virüsün daha fazla kişiye yayılmasını engellemek için maske kullanmak, bulunan ortamları iyi havalandırmak, kişisel hijyene dikkat etmek tüm insanları korumak için alınabilecek önlemlerden birkaçı.
Bende Hangi Koronavirüs Belirtileri Oldu?
Çoğu kimsenin başına gelen neredeyse tüm belirtiler bende de oldu. Aşırı yorgunluk (öyle sıradan bir yorulma hali değil de ayakta fazla duramama, evin içinde bir odadan diğer odaya gittiğinizde bile yorulma, sanki uzun mesafe koşmuş gibi nefes nefese kalma), zihin bulanıklığı (sanki bir baloncuğun içindeymişim gibi tuhaf bir his), şiddetli bir boğaz ağrısı ( gargaralar bile pek fayda etmedi), uyandığımda burun tıkanıklığı ile birlikte gün içinde hafif bir burun akıntısı ( burun tıkanması gün içinde olmadı sadece uykudan uyandığımda oldu), ishal olma (sürekli olmasa da aralıklarla), mide bulantısı ( testten sonraki iki ya da üçüncü gün neredeyse istifrağ edecek gibi olduğum zamanlar da oldu), baş ağrısı ( sanki tansiyonum yükselmiş gibi fakat bir geçip bir daha başlayan), aralıklarla yükselen ateş ve bazen termometrede yüksek ateş göstermese de yine de var olan terleme ve titreme nöbetleri, öksürük, fazla hızlı konuştuğumda nefes nefese kalma (Özellikle bu dönemde epey telefon görüşmesi yaptım. Sevdiklerimin uzaktan da olsa arayıp sorması yüz yüze görüşemesek de epey destek ve moral verici oldu.), önce ağzımda sonra burnumda hissettiğim tuhaf bir yanık plastik ve kablo kokusu gibi metalik acayip bir tat ve kokuyla birlikte genel olarak yiyeceklerin tadını alamama ve koku kaybı, önce sırtımda başlayan ve bir gün sonra göğsüme doğru yayılan bir ağrı ve ağırlık hissi ile kol ve bacaklarımda ağrı ve eklem yerlerimde sanki çok ağır bir spor yapmışım gibi, ama uzun süre geçmeyen bir ağrı ile dediğim gibi, inanılmaz bir yorgunluk ve bitkinlik hissi.
Hangi Tuhaf Koronavirüs Belirtileriyle Karşılaştım?
Daha sonra yeni bir aile hekimi bulduk. Onunla da ilk olarak görüntülü olarak görüşme randevusu aldık. Koronavirüse yakalandıktan sonra başıma gelen diğer şeylerden bahsettim. Aşırı bir saç dökülmesi (ilerleyen günlerde kesildi), taşikardi (zaman zaman kalp atışlarımda hızlanma) özellikle arka alt azı dişlerimde ağrı ve renginde grileşmeyle birlikte hatta sallanma (özellikle biraz sert şeyler yediğimde öyle sallanıyordu ki yemek yerken dökülecek ve aniden düşecek sanmıştım), ayaklarımda ve bacaklarımda şişme ve ağırlaşma ve el parmaklarımda uyuşma gibi tuhaf koronavirüse bağlı olabileceği söylenen birçok belirti yaşadım. En acayip olan da bu semptomların sürekli olmayıp aralıklarla bir ortaya çıkıp bir yok olması şeklinde gelişmesiydi. Eşimde de özellikle hastane dönüşünde ayaklarında şişlik ve onun da zaman zaman söylediği, yanık plastik gibi ağzında tuhaf bir tat ve etrafa bakarken gözlerinin önüne parlak yuvarlak hareler gelmesi gibi değişik koronavirüsten kaynaklı olabileceği söylenen belirtiler oldu. Örneğin onda bende olan kas ağrıları, saç dökülmesi vesaire gibi her belirti olmadı; fakat o benden daha ağır geçirdi. Öyle anlaşılıyor ki koronavirüs belirtileri herkeste farklı olarak görülebiliyor.
Koronavirüs Sonrasında Neler Yaşadım?
Artık fırsatçılık mı nedir bilmiyorum, koronavirüs testim pozitif çıkar çıkmaz, çocuk doktorumuzun ofisinden birisi aradı. Yıllık binlerce dolar ücreti olan, dilediğimiz zaman doktor randevusu önceliği sağlanarak ayrıca telefonla danışabileceğimiz, soru sorabileceğimiz özel bir servis olduğundan ve buna katılmayı tercih edip etmeyeceğimiz soruldu. Çok yüksek bir hizmet ücreti olduğunu söylediğimde ise aylık taksitle ödeme seçeneğim olduğu söylendi. Şu an için böyle bir bütçeye sahip olmadığımız için kabul edemedim. Fakat koronavirüse yakalandığımız dönemle böyle bir ‘’doktor özel hizmet’’ teklifinin denk gelmesi tesadüf mü yoksa hakikaten eyaletin koronavirüs hattının bir şekilde oraya ulaşması sonucu mu koronavirüse yakalandığımızdan haberdar olunduğundan emin değilim. Bir sonraki çocuk doktoru kontrolümüz için bu doktora mu yoksa başka bir doktora mı gitmeliyiz şüphelerim var doğrusu. Bu durumda yakında yeni bir çocuk doktoru araştırması da yapabiliriz.
Koronavirüs Geçirdikten Sonra Şimdi Neler Yapmayı Düşünüyorum?
Sağlıklı beslenmeye, yeterli su içmeye, multivitaminlerimi almaya devam ediyorum. Buradaki yeni aile hekimimiz, Covid-19 pozitif testimin üzerinden yaklaşık bir ay kadar geçtikten sonra, geçirdiğimiz koronavirüse karşı kandan antikor oluşumuna bakacağını söyledi. Ondan sonra, korona geçirdikten üç ay sonra aşı olmamızın uygun olabileceğini söyledi. Yeni koronavirüs geçirdiğimiz için şu anda hemen aşı önerilmese de ilerleyen aylarda aşı olabileceğimiz söylendi. Biz de uygun olan en kısa zamanda, randevumuzu alarak gidip aşımızı olacağız. Bu zorlu koronavirüs sürecini geçirmektense, sıramız gelmiş olsa, bir şekilde daha önce aşı olma imkanımız olsaydı muhtemelen bu süreci daha hafif atlatabilirdik diye düşünüyorum. Neyseki, şimdi atlattık ve iyiyiz. Etrafımızda, bizim ailecek başımıza gelen koronavirüs sürecimizi duyanlar, yaş itibariyle sırası gelenler, Amerika’da randevu alabilenler aşı olmaya başladılar. En şaşırtıcı olan ise benim testimin pozitif çıktığı dönemdeki, haftalık grafiklere ve istatistiklere baktığımda hastalığa yakalanan vaka sayılarında ciddi düşmeler meydana gelmiş olmasıydı. Buna rağmen virüse yakalandık. Bu elbette ki korkuyla yaşamak gerektiği anlamına gelmiyor. Sürekli sayı ve rakam takibinden ziyade, mümkün olduğu kadar önlemlere devam etmenin, el temizliğine, doğru maske kullanımına dikkat etmenin gerekliliğini gösteriyor. Tabii ki hastalığı geçirmiş ya da aşı olmakla her şey bitmiyor. Yine de dikkatli olmakta, uzmanların önerilerini dinlemekte, son gelişmeleri takip etmekte fayda var.
Amerika’da benim koronavirüs deneyimim böyleydi. Türkiye’de koronavirüs süreci nasıl geçiyor? Bu süreci yaşamış olanlar ya da yakınları koronavirüse yakalananlar, tedavi süreci nasıl ilerliyor? Merak ediyorum. Her şeye rağmen, birçok kişi gibi bu süreci başka bir ülkede geçirmek benim için de ayrıca zor oldu. Şimdiyse, yeni yeni günlük işleri daha rahat yapmaya başlamak ayrıca sevindirici. Hayatta kaldığımıza seviniyor, şükrediyorum. Bütün hastaların tez zamanda sağlıklarına kavuşmalarını diliyorum.
Uzun süredir hem koronavirüsü geçirme sürecinde hem de sonrasında ara vermek durumunda kaldığım blog yazılarıma devam etmeyi düşünüyorum. En kısa zamanda yeni blog yazılarımı paylaşmaya devam edeceğim.
Herkese sağlıklı günler dilerim.
Blog yazımı okuduğunuz için teşekkürler.